SAVAŞ BÖLGELERİNDEN GÖÇ EDENLERİN DE DİĞER BÜTÜN İNSANLAR GİBİ EN TEMEL DÜRTÜLERİ ‘HAYATTA KALMAKTIR’ Sinan ESKİCİOĞLU
Merkel-Seehofer bağlamında sığınmacılar ve kim haklı? Peki ya siz nasıl düşünüyorsunuz? OcakMedya için Almanya'dan Yazan: Sinan ESKİCİOĞLU
Almanya Şansölyesi Angela Merkel AB’ye üye ülkelerin liderleri ile görüşmelerini başarıyla tamamladı ve birçoğunu da ikna etmeyi başardı. Gazetemizde de bu konuyla ilgili haberi takip etmişsinizdir. Sonuca ulaşmaya dair yeni çözümler ve projeler konusunda anlaşmaya varıldı. Türkiye’ye sığınmacılar için diğer yardım paketlerinin gönderilmesi de bu kararlar arasında.
Bu gelişmeler olurken haber merkezlerine düşen ‘son dakika’ gelişmesi de dikkat çekiciydi.
Almanya İçişleri bakanı Seehofer’in istifa edeceği bilgisi.
Merkel ve Seehofer ‘sığınmacılar’ konusunda anlaşamıyorlar, her ne kadar seçimlere bile beraber giren partilerden olsalar da.
Peki bunun nedeni ne?
‘AB ülkelerinden birinde kaydedilen ve iltica talebinde bulunanların Almanya’ya girmesine izin verilmesin’ diye ısrar eden Seehofer.
Ve onun karşısında daha esnek politikalar ve yaklaşımlar yapılmasından yana olan Merkel.
Bunlara ilave edilebilecek daha birçok madde de var.
‘Beni daha çok ilgilendiren ne’ diye de düşündüm. Ayrıntılara girerek, ayrıntılarda kaybolmak istemiyorum. Belki de şeytan ayrıntılarda gizli olduğundan olsa gerek. Neyse şaka bir tarafa. Esas konu nedir dedim kendi kendime.
Bence esas konu: Biz hangi tarafın yanındayız?
Tü-kaka suriyeliler diyerek karşısında mıyız, yoksa bu konuda temelleri olan politikalar uygulansın ve insanlar mağdur olmasın mı diyoruz.
Seehofer açıkça karşı olduğunu ifade ediyor. Almanya’da onun gibi düşünen belki de milyonlarca insan vardır.
Açıkça ifade etmek gerekirse, önceden ben de aynı şekilde düşünüyordum. Ve hatta biraz daha ileri giderek ‘vatanlarını savunması gereken insanlar neden bunu yapmayıp, kaçıyorlar’ da diyerek onları değerlerine saygısız insanlar olarak etiketliyordum.
Sosyoloji bölümü ve alt master birimlerdeki öğrenci arkadaşlarla da tartışıyordum.
Ancak düşüne düşüne şuna vardım ki, konu aslında şu: İnsanların en temel dürtüsü ‘hayatta kalma’…
Evet, biliyorum. Buna karşı çıkacaksınız. Madem öyle de, onların yaptıkları şunlar, bunlar, şu yanlışlıklar, bu yanlışlıklar diyeceksiniz. Haklısınız, hem de sonuna kadar.
İşte orada da ortaya çıkan konu: Eğitimsizlik. Aslında sığınmacılar konusu politik bir sorundan ziyade temel insani bir sorun. İnsanlığın içinde bulunduğu durumun şekle dönüşmüş, görünür hale gelmiş bir sonucu.
Biraz daha yukarıdan baktığımızda şunu da görüyoruz: Sığınmacılar konusunda düşmanlık beslemek, içimizdeki milliyetçilik ya da ırkçılık mı diyelim duygularından dolayı hoşumuza giden bir duygu. Sığınmacıların yaptıkları ‘algıda seçicilik’ kuralından dolayı bize daha çok batıyor.
Eskiden bu durum, doğudan batıya gelen Kürt kökenli insanlarımız için olurdu.
Ya da Almanya’da yabancılara karşı. Ya da ABD’de siyahi insanlara karşı…
Dikkat ettiyseniz hepinde de aslında insan düşmanlığı söz konusu.
Demem o ki; sığınmacılara karşı olmak sadece içimizdeki ırkçılık hastalığını arttırmıyor, aynı zamanda dünyadaki ırkçılık belasının yayılmasına da yardım ediyor.
Başta Almanya ve Avrupa’da insanlar sığınmacılar konusunda neden rahatsız?
Bu kültüre, coğrafyaya uymayan insanların Avrupa’ya gelmeleri ve nimetlerden yararlanmalarından rahatsız olunduğu için.
Burada da ifade ettiğim bir sözü sizinle de paylaşmak isterim. Suriyelilerin Avrupa’ya kadar gelmelerinin sebebi, birinci olarak oradaki savaş ve silah satışı ve bundan elden edilen gelirler ve bu yüzden o insanların çözümsüz kalmaları, ikinci olarak da ‘menfaat sebebiyle’ ülkelerin o savaşı sonlandırmak istememeleri.
İyi de bunda o insanların suçu nedir o zaman?
Türkiye’de bu durumdan rahatsız olanların bakışaçısı nedir? Hemen hemen aynı sebepler. Ülkemizin evlatlarının haklarının onlara verilmesi…
Şimdi şöyle düşünelim. Türkiye de ikiye bölünmüş durumda. Seçimler de bunu açıkça gösterdi. Allah korusun ama diyelim ki aynı durum ülkemizde de oldu. Ve siz iki gruba da yakın değilsiniz ve canınızı kurtarmak istiyorsunuz, ne yapardınız?
Ya da savaşmak istemiyorsunuz, taraf olup insan öldürmek istemiyorsunuz. Peki bu durumda siz ne yapardınız?
Toplumlardaki insan hareketleri çok dinamiktir. Hele günümüzde bu daha da hızlanmıştır. Bir şehirden başka şehre, bir ülkeden başka ülkeye insanlar hep hareket halindedirler.
Bunun en öncelikli sebebi ‘daha iyi bir hayat’ beklentisidir.
Ülkemizde sığınmacılara tepkili olan vatandaşlarımızı ele alacak olursak, acaba o kişiler imkan olmuş olsa yurtdışına gitmek isterler mi ve bu oran yüzde kaçtır?
Esas yapılması gereken sığınmacılara düşman olup içimizdeki kini arttırmak değil, acaba sığınmacıların eğitim sorunlarını, o çocukların sağlıklı eğitim almaları için nasıl çözümler olmalıdır düşüncesinde olmaktır.
İnsanlığın içinde bulunduğu durumun tezahürüdür dememin sebebi de bu. İnsanlık bugün eğitimsizlik sorunu yaşamakta. Ve o insanlar da göz önünde oldukları için, bu durum onlara yapıştırılıyor.
Acaba Suriye’den sığınmacı olarak çeşitli ülkelere gelen bu insanların hepsi (%100’ü) mi kötüdür?
İçlerinden bir tane bile iyi-düzgün-çalışkan-topluma uyumlu olanı yok mudur?
Eğer varsa, demek ki, bütün halde hepsine karşı olmak hem bilimsel ve hem de insani değildir. Ve de gruba endeksli insan düşmanlığı hastalığının en bariz belirtisidir.
BİR SANATÇI HANIMA CEVABIM: KENDİ ÜLKESİNE TURİST OLARAK GİTMEK ZORUNDA KALAN DÜNYADA BAŞKA HANGİ MİLLET VAR ??? Ben onur ve gurur duyduğum Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyım. Aslen Arnavut'um, Arnavut olmaktan da gurur duyarım,...
Tüm Türkiye Düşmanlarına ve de Dardan Gashi’ye Atfen: PAPA İLE OLMAKTANSA TÜRKLERLE OLMAK DAHA İYİDİR "LIVER TURCX DAN PAUS" Amir AHMETI, dün Dardan Gashi’nin “ Sultandan Uzaklaşınız” başlıklı Türkiye ile Hollanda arasında son...
► Besa Time, Özgür Basının, Farklı Düşüncenin ve Basının Etik ve İlkelerine Saygılı internet Portalı’dır. Strateji, Ekonomi, Sosyal, Siyasal, Diplomatik, Kültürel, Sanat, Sportif ve İnsanı İlgilendiren her Alanda; Doğru, Gerçek Ve Tarafsız Haberi, Bilgiyi, Analizi, Araştırmayı ve Raporu İlgilenenlere Doğrudan İletmek Amacındadır.
► Enformasyon ve basın alanında Türkçe, Arnavutça ve İngilizce dillerinde faaliyet gösteren BesaTime bağımsızdır, hiçbir örgüt, parti ya da siyasi hareket ile bağlantısı yoktur, finansını yalnız kurucuları tarafından sağlar. Besa Strategy Düşünce Kuruluşu’nun devamıdır. Genelinde Dünya, Avrupa Birliği ve Balkanlar kapsamında faaliyet göstermektedir. Özelinde ise bölgedeki Arnavutları ile Türkiye’yi ilgilendiren konularda yoğunluk gösterir. BesaTime aynı zamanda Türkiye Arnavut Diaspora ve Lobisi’nin yayın yaptığı portaldır.
►Besa Time, merkezi İzmir, Türkiye'de bulunan bir Arnavut haber, analiz ve stratejik düşünce ağıdır. BesaTime 28 Kasım 2002'de faaliyete geçmiş olup dünya haberlerini objektif bir bakış açısıyla ele almaktadır. Portal'da yayımlanan her yazı, düşüncelerimizle uyumlu olmayabilir, bu nedenden dolayı portalda yayımlanan yazılar için sorumluluk sadece yazara aittir.
► Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Sokol Brahaj
Tasarım: CAN ARNAVUT - İletişim: canarnavut@yandex.com