İSTANBUL'DA 1879-1909 ARNAVUTÇA VE OSMANLICA GAZETE VE DERGİLER
A- 1879 Hasan Tahsin'in yayınladığı ***Mecmuai Ulum*** dergisi: İmparatorluğun ilk ve son gerçek anlamda "Bilimsel Dergisi"dir
B- Şemseddin Sami'nin canından çok sevdiği hocasının [İmparatorluğun ilk Üniversitesi olan DarulFunun (bugünkü İÜ) Kurucusu ve ilk Rektörü Hoca Tahsin] ölümün ardından sadece hocasının bilimsel makalelerini yayınlamak için altı ay boyunca yayınladığı *** Hafta Mecmuası*** dergisi,
C- 1909'da Derviş Hima'nın Arnavut arkadaşlarıyla İstanbul'da çıkarılan ***Arnavud - Shqipëtari*** adlı Türkçe-Arnavutça Gazete.
1909'da Derviş Hima Arnavut arkadaşlarıyla İstanbul'da çıkarttığı ***Arnavud / Shqipetari*** adlı Türkçe-Arnavutça Gazete.
↓
Şemseddin Sami (Frasheri) canından çok sevdiği hocası [[[Türkiye'de Hoca Tahsin ve Mösyo Tahsin olarak bilinen Osmanlı İmparatorluğunda ilk modern üniversiteyi kuran, ve 19'uncu yüzyılda tüm dünyada 35 anabilim dalından fazla eser veren ve konularda kendi icatları olan en önde gelen bilim adamı]]] vefat edince, hocasının vasiyeti (ve emaneti) olarak, onun hayatta iken yayınlanmadığı yüzlerce makale ve çalışmasını yayınlamak için altı ay boyunca yayınladığı ***Hafta Mecmuası*** dergisidir.
Hocasının bu vasiyetini ve ona verdiği "Besa"yi harfiyen yerine getirmeye çalışan Şemsettin Sami, vasiyeti üzerine hocasının ölümünün hemen ardından başlar ve yirmi sayı boyunca sadece Hocasının çalışmalarını yayınlar, ama altı ay geçmeden Sami'nin neşrettiği bu dergideki yazıların hepsi Hasan Tahsin'in olduğu Babi-Ali ve Şeyhül-İslam anlayınca, Patrikhane'nin entrikalarıyla Arnavutların dilini dahi ve onlara ait olan herşeyi yasaklandığı gibi bu dergiyi de yirminci sayısından sonra yasaklanıyor. Dönem itibarıyla Abülhamid'nin ile Şeyhül-İslam'ın liderliğindeki yönetim karanlık çağa girmişlerdi, bilimin ışığına inanmıyorlar ve gericilikte ısrar ediyorlardı, buna ek olarak da (Fransa, İngiltere, Rusya'nın manipülasyon, istek ve/veya emirleriyle) aydınlığa giden her yol haram kılınıyordu.
Padişah Abdülhamit ile Şeyhül-İslam tarafından bu dergi yasaklanıyor ancak Sami, hocasının bilimsel çalışmalarını yayınlamakta ölümünün son dakikasına kadar geri adım atmamıştır.
Şemsettin Sami, Hafta Mecmuasını, bilimin ve aklın önemi hakkında 35 anabilim dalından fazla döneminde dünyada tanınan Hocasının çalışmalarını nasıl yayınladığı ile ilgili Elez Brahimi şunları aktarır: "duruma göre kendi ismiyle dahi olsa ölümünün son anına kadar verdiği Besa'yi tutarak, hocasının istediği olan: *****önemli olan ilmin dünyaya yayılması, kimin ismiyle yayıldı konusu ise hiç önemli değil***** desturu ile Şemsettin Sami de [-Türkçülüğün ve Arnavutçuluğun babası saydığımız Abdülhak Hamidi, Necip i Ri (Necip Asım), İsmail Kemal Beu (Avlonya), Münif Pashai, Riza Tejfiku, Vasa Paşa (Paşko Vasa Efendi), Abdül Fraşeri, Yani Vreto, Namık Kemal, Abidin Paşa, Ali Efendi (Nadir Fevzi olma ihtimali yüksek?...ve yüzlercesi daha...] bir çok öğrencisi gibi, hocanın ansiklopedilerini, kitaplarını ve sözlükleri İmparatorluk insanının hizmetine sunabilmek için, Babiâli yönetimin ve Şeyhül-İslam'ın baskısıyla Hoca Tahsin adında değil ama kendi adıyla da dahi olsa Hocasının vasiyetini yerine getirmekten geri durmamıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken neden ne nasıl oluyor ki Hoca Tahsin adına kitap yayınlamadılar?. Doğru ve yerinde bir sorudur ancak, bilimsel, entellektüel, kültürel ve askeri anlamda İmparatorluğun temel direği olan Arnavutların o dönemdeki durumudur. Patrikhane'nin entrikalarıyla ***Arnavutça Dili'ni Haram Kılan Şeyhül-İslam'ın Padişaha verdiği fetva*** yürürlükte iken, ölümünden sonra Hoca Tahsin'in adına onda fazla kitabı yayınlanan Nadir Fevzi ve Naim Frasheri (Mehmed Naim Beg) ve bir çok öğrencisi idam edilmişti. Bunların akıbetine şahit olan Şemsettin Sami, Asimi i Ri (genç Necip Asım) ve onlarca öğrencisi Hocalarının adında bir şey yayınlamaya cesaret edemezlerdi. Ayrıca da Hocalarının "İlmin ve Bilimin, deneyin ve aklının çalıştırılmasını yaygınlaştırmak şarttır, asıl olan budur, kimin ismi olduğu hiç önemli değil" desturu Cemiyeti İlmiye Arnavudiye statüsünde de belirtilmiştir".
Ancak Arnavutların olan bu bilim cemiyetinin statüsünü, Arnavut Besa'sını anlamadan onu anlamak imkansızdır, bu da konuda çalışma yapan Türk akademisyenlerin hiç biri anlamadığı yayınladıkları çıktılarında açıkça görülmektedir. Elez Brahim'iye göre "Arnavut Cemiyetinin statüsü, yayınlardan daha önemlidir, o statü Arnavutların İmparatorluktaki son 43 yılının kilididir, pandora kutusudur. Bahse konu bu Cemiyetin statüsü Arnavut ve Türk Rönesansçıları babası olan Filatlı Hasan Tahsin'in yarım asır bilimsel ve stratejik çalışmalarının pratikteki çıktısı-dır" diye belirtmektedir.
Hoca Tahsin'in son yıllarında hizmet etmek için yada günümüz diliyle asistanı olan Arnavut Ali Efendiya'dır [bu zat sonradan Nadiri Fevzi adını aldan kişi olduğunu tahmin ediliyor, ama ihtimal dahilinde değilse de ihtimal dışıdır da diyemeyiz?!], Hocanın en az üç yıl asistanlığını yapan ve Hocanın ölümünden sonra idam edilinceye kadar Hocasının yayınlarını sürdüren ve kitaplarıyla beraber vasiyetini günümüze getirendir. Ali Efendi idam oluncaya kadar Hoca Tahsin'in büyüdüğü İşkodra Bayraktarlarına mektuplar göndermiş ve bu mektuplar 1976-77-78 yıllarına kadar Arif oğlu Mustaf Arifi ve Brahim Arifi tarafından korunabilmiş ancak komünizmin her şeyi yok etme sonucunda o mektuplar, kitaplar, haritalar da yok edilmiş(!). Ancak o mektuplardan ve kitaplardan olabildikçe akılda tutan ve anılar defterlerinde not ederek ve 2000 yılında çoğunu toparlayan Elez Brahimi o döneme ve özellikle Osmanlının ve Arnavutların ilk bilim adamı Hoca Tahsin hakkına önemli bilgiler aktarmaktadır".:
Cemiyeti İlmiye Arnavudiye ile ilgili olarak Elez Brahimi çalışmasında: "bu İstanbul Arnavut Cemiyetin Doğu ile Batı arasında bir bilim yuvası olduğu, ancak cehalet dönemine girmiş olan Padişahları ve Şeyhül-İslamları uyandıramadığını belirtmektedir. İstanbul Arnavutlarının bu cemiyet ile Osmanlıcanın bir dil olmadığı ve Osmanlının bir ırk değil de bir Türk klanı olduğu, dilin adı "Türkçe" ve Milletin adı "Türk" olduğu Saray'a da Şeyhül-İslam'a da 1846 yılında söyleyen ve ölümüne kadar ısrar eden ilk ve tek bilimadamın Hoca Tahsin olduğu belirtmektedir. Arnavutların antropolojik tarihini ile dilini ve linguistiğini ilk defa bugünkü şeklinde altı farklı alfabeyle okuyan ve de çokça kitap/makale/risale yazan ve bunlara ek olarak: dünyada bir ilk olan kendisi icat ettiği Alfabe ile de yayınlar yapan ile "Türk Dili ve Tarihi Süreçte Serüveni beraberinde Arnavut Dili ve Tarihi Süreçte Serüveni" ile "Arnavutluk Tarihi, Halihazırdaki Hali, ve Geleceği"', ile "Kitab ve Âlemi Kitâp (Kitabı Kitap Olarak Okumak)"ı da yazan Hoca Tahsin'in olduğudur. Doğu ile Batı'yı anlayan, dillerini, dinlerini, kimliklerini, dinsel anlayışlarını, sömürgeci hareketlerini ve hegemonya anlayışlarını her şeyi ile çok iyi anlayan Osmanlı İmparatorluğun tek bilim adamı Hoca Tahsin olduğu için, gericiliği alenen kabul etmeyen ve ona karşı savaş veren bir dehadır. Bu gidişatla İmparatorluk yok olacak, buna dur demek için: moderni, aklı, deneysel bilimle yıkılmaktan ve yok olmaktan kurtulabileceğimizi Padişaha ve Şeyhü-İslama söylen ilk bilim adamı Hoca Tahsin oluğu için: Fransa, İngiltere ve Rusya'nın stratejileriyle Fener Patrikhane'sini maşa kullanarak, İmparatorluğun şahdamarı olan bu bilim adamını ve de aydın Arnavutları itibarsızlaştırmak için emek verdiler ve belli ölçüde başardılar da".
↓
Osmanlı İmparatorluğun ilk Modern Üniversitesi Kurucu ve İlk Rektörü Hoca Tahsin'in [Darül-Funun, bugünkü İstanbul Ünv.] 1879 yılında, Osmanlı İmparatorluğun ilk ve son gerçek anlamda "Bilimsel Dergisi" olan ***Mecmua-i Ulum*** dergisidir.
Mecmua-i Ulum dergisi hakkında Elez Brahimi şunu belirtiyor: "Hoca Tahsin'in Mecmua-i Ulum dergisinde, "yazdıkları bugün dahi tümüyle geçerlidirler. Modern dünyada hatta o güne kadar ne Doğu'da ne de Batı'da dahi olmayan bilimsel çalışmalar, icatlar ve yönetim ile ilerleme stratejiler yayınladığı bu dergi", Rusya, Fransa, İngiltere ve Patrikhane'nin emri ile o dönemdeki Padişahın ve Şeyhül-İslam'ın Arnavut ve de Jön Türk düşmanlığı yüzünden, gerçek anlamda İmparatorluğa ışık veren ve ilk olan bu bilimsel dergiyi, yasakladılar".
Hoca Tahsin'in hayatı, eserleri, bilimsel icatları, tüm eserlerinin yayınlanıp yayınlanmadığı, onun özel kütüphanesinin nerede olduğu ve babası olduğu Türkçülerle ile Arnavutçularla ilişkisini Ali Efendiya mektuplarından günümüze aktaran Elez Brahimi şunları anlatıyor: "Hoca Tahsin, sadece Mecmuai Ulum dergisini yayınlanmadığı, Hoca Tahsin yüzlerce bilimsel kitabı/makalesi olduğu, Batı'da başka isimlerle çokça bilimsel yayınlar yaptığı, İstanbul'da ise öğrencileri ve dostları adında kendisi yüzlerce kitap yayınladığı (ki bu gerçeği tüm öğrencileri de hep dile getirmişlerdir), ve Hocanın ölümünden sonra yarım asır boyunca eserlerini, öğrencileri tarafından kendi isimleriyle yayın hayatına yerlerini aldıklar. Hoca Tahsin Osmanlı İmparatorluğunda hem evrenin hemde yeryüzünün: kıt'alarını, dönemindeki devletleri, şehir şehir kendi elleriyle harita çizimini yapan tek bilim adamıdır, bunu Sami Bey ve Asım Bey da belirtmekten geri kalmamışlardır. Hoca Tahsin'in yaşadığı çağda, Türkçe, Arnavutça, Farsça, Fransızca, Yunanca, Slavca (Rusça), İngilizce, Arapça, Almanca, İbranice, Ermenice yayınlar yaparak: bilim, ilim, eğitim, diplomasi, ilerleme ve kalkınma hakkında stratejik çalışmalar yapan o döneme kadar dünyada ondan daha büyüğü yoktu.
REÇAK: 15 Ocak 1999 Kosova'nın her ilinde Sırpların katliamları Arnavutlar üzerine devam ettiği bir dönemde, dünyanın ayağa kalkması sebep olan bir Soykırımın dehşet verici katliamların adıdır, REÇAK....
► Besa Time, Özgür Basının, Farklı Düşüncenin ve Basının Etik ve İlkelerine Saygılı internet Portalı’dır. Strateji, Ekonomi, Sosyal, Siyasal, Diplomatik, Kültürel, Sanat, Sportif ve İnsanı İlgilendiren her Alanda; Doğru, Gerçek Ve Tarafsız Haberi, Bilgiyi, Analizi, Araştırmayı ve Raporu İlgilenenlere Doğrudan İletmek Amacındadır.
► Enformasyon ve basın alanında Türkçe, Arnavutça ve İngilizce dillerinde faaliyet gösteren BesaTime bağımsızdır, hiçbir örgüt, parti ya da siyasi hareket ile bağlantısı yoktur, finansını yalnız kurucuları tarafından sağlar. Besa Strategy Düşünce Kuruluşu’nun devamıdır. Genelinde Dünya, Avrupa Birliği ve Balkanlar kapsamında faaliyet göstermektedir. Özelinde ise bölgedeki Arnavutları ile Türkiye’yi ilgilendiren konularda yoğunluk gösterir. BesaTime aynı zamanda Türkiye Arnavut Diaspora ve Lobisi’nin yayın yaptığı portaldır.
►Besa Time, merkezi İzmir, Türkiye'de bulunan bir Arnavut haber, analiz ve stratejik düşünce ağıdır. BesaTime 28 Kasım 2002'de faaliyete geçmiş olup dünya haberlerini objektif bir bakış açısıyla ele almaktadır. Portal'da yayımlanan her yazı, düşüncelerimizle uyumlu olmayabilir, bu nedenden dolayı portalda yayımlanan yazılar için sorumluluk sadece yazara aittir.
► Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Sokol Brahaj
Tasarım: CAN ARNAVUT - İletişim: canarnavut@yandex.com